Geçen hafta Fenerbahçe, ilk yarıyı 17 sayı önde kapattığı, ilk yarı 24, ikinci çeyrek 9 sayı yediği maçta; üçüncü çeyrek 29, ikinci yarı toplam 52 sayıya engel olamadığı maçta Unics Kazan'a yenildi ve benim haftaya kötü başlamam neden oldu. Ne o maçla ilgili yazı yazabildim ne de diğer maçlarla. Neven Spahija üzerine yazdığım yazıdan 1 hafta sonra böyle bir maçın gerçekleşmesi, canımı bir kat daha sıktı.
Diğer temsilcilerimiz ise Sinan Erdem'de birbirlerini yıkmaya çalıştılar. Galatasaray için deplasman gibi olmadı maç ama Efes'in maç boyu oyunu kontrol ettiğini söylememiz lazım. İlk çeyrekte yarattıkları farkı korumayı başaramasalar da rakiplerini hep bir adım geride tutmayı başardılar. İlk çeyrekte 29 sayı attıkları maçı 68 sayıyla bitirmeleri, Galatasaray'ın üç çeyrek boyunca üst düzey savunma yaptığını gösteriyor ama Galatasaray'ın yani Top 16'daki en düşük sayı ortalamasına sahip olan takımın sıkıntısı savunması değil zaten...
CSKA Moskova - Anadolu Efes (Çarşamba, 18:15)
Cska Moskova, şüphesiz Euroleague'nin en iyi ve derin kadrosuna sahip. Geçen hafta oynanan maçta 12 kişilik kadroya giremeyen oyuncular: Sammy Mejia, Dimitry Sokolov, Nikita Kurbanov. Biraz garip değil mi? Ponkrashov gibi adam hiç oynamadı ve Voronov 10 saniye kaldı oyunda. Darjus Lavrinovic bile 4.5 dakika süre almış.
Yani oyun 9 oyuncuyla oynanmış, Olympiakos deplasmanında. Bence Efes için asıl sıkıntı, Efes nerede eksikse; CSKA orada güçlü. Daha doğrusu CSKA her alanda güçlü ama Efes'in ekstra eksik olduğu bölgelerde CSKA ekstra güçlü. Kerem'i Lafayette ile yedeklemeyi planlayan Efes'in oyun kurucu mevkiisinden tam anlamıyla verim alamadığı açık. Kerem süresi arttıkça yaşının da verdiği handikapla çok yoruluyor. Zaten ufak sakatlıklarla geçiriyor tüm sezonu. Lafayette ise henüz fark yaratacak bir seviyede değil normal olarak. Yeni geldi adam. CSKA'nın elinde ise bana göre Avrupa'nın en iyi guardı Teodosic ve en iyi yedek ve genç guardı Shved var. Ki Siskauskas'tan verim alamadıklarında ikisi birden sahada oluyorlar, aman aman diyeyim.
Bir diğer sıkıntı da forvetlerde. Efes'in salt bir 3 numarası olmadığından söz ediyoruz hep. Sinan ve Kinsey ile oynuyorlar orada. CSKA'da ise o bölgede oynayan oyuncular Khryapa. Vorontsevich, Lavrionvic oyuna girdiğinde ise Kirilenko oraya çekilebiliyor. Ne Sinan ne de Kinsey tutabilir bu oyuncuları. Atletik özelliklerini kullansalar diyeceğim ama Kirilenko'ya karşı neyin atletikliği.
Yine uzun forvetlerde de Efes'in Savanovic'i yedekleyememesi de büyük bir sorun yaratabilir. Kirilenko, Vorontsevich ve Lavrinovic gibi 4 numara oynayabilen oyuncular var CSKA'nın elinde. Savanovic tek başına ne kadar karşı koyabilir ve hangi alanda karşı koyabilir? kestiremiyorum.
Efes'te Barac çok formda, Batista da iyi savaşıyor. Ama karşılarında şu anda Avrupa'nın en iyi pivotu Kristic olacak. Yedeği de Kaun...
Ben Efes'in yeni bir Maccabi veya Real Madrid deplasmanlarında yaşadığı hezimetlerden birini yaşamasından çekiniyorum. İlk maçta rakiplerinin işini sıkı tutacağını anlayan CSKA, konsantrasyonunu beklediğimizin de üstüne çekebilir bu maçta. Böyle bir hezimet yaşanmaması için Siskauskas ve Shved'in nispeten düşük seviyedeki savunmalarına karşı 2 numarada oynayabilecek Vujacic, Kinsey, Sinan ve Cenk'ten ekstra performanslar beklememiz şart...
Biz Fenerbahçe ile ilgili ne yazsak, sonuç başka türlü oluyor. Maç öncesi veya maç sırasında kazanılacak olarak değerlendirdiğimiz maçlarda, Fenerbahçe bir şekilde kontrolü rakibe kaptırıp sahadan mağlup ayrılıyor. Ama kritik dediğimiz maçları özellikle deplasman maçlarını beklediğimiz şekilde yüksek motivasyonla oynayıp kazanmayı biliyor.
Kadro yapılarına, değerlendirmelerine girmeyeceğim. Emporio Armani, kurduğu kadronun hakkını verebilen bir basketbol oynayamıyor. Grubun da en zayıf halkası. Kendi liglerinde de iyi gitmiyorlar.
Ve Fenerbahçe yeni salonunu açıyor bu maçla. Biletler tükenmiş bildiğimiz kadarıyla. Çeyrek final için de mutlaka kazanılması gereken bir maç. Ukic'in sakatlığı devam etse de; saha içi tüm faktörleri bir kenara bırakarak, atmosferin Fenerbahçe'yi olumlu etkileyeceğini ve Fenerbahçe'nin maçı kazanacağını düşünüyorum.
Ufak teknik yorumlar yapmak gerekirse, Bourousis'i kullanmalarını engellemek lazım. Bakalım becerebilecek miyiz? Hairston'un sakatlığı nedeniyle İstanbul'a gelmeyeceğini belirtelim. Milano'yu çok fazla etkiledi bu sakatlık. Onun yokluğunda dışarda Nicholas, içerde(orta mesafede) Fotsis gibi isimlerin devreye girmesini engellemek de önemli.
Olympiakos'un bu guruba çıkmasıyla temsilcilerimizin bir üst tur şansını yüksek görmüştük fakat Olympiakos ilk maçta CSKA karşısında gösterdi ki Top 16'yı farklı bir motivasyonla oynayacak.
Acie Law transferinden pek yararlanmadılar ilk maçta ama Galatasaray maçında kendisi daha çok süre alabilir. Ben CSKA maçında kadroya alınmayan Keselj'in de bu maçta oynatılabileceğini düşünüyorum.
Galatasaray'da Tutku yine olmayacak. Olympiakos denince akla Spanoulis geliyor elbette. Ama ben oyun yapılarını düşündüğümde Gecevicius, Antic ve özellikle Hines'ın etkili olabileceğini düşünüyorum. Pota altını(hem 4 numaraları hem de 5 numaraları) yeterince iyi savunamadığını biliyoruz Galatasaray'ın.
Galatasaray, seyircisinin de yaratacağı atmosferle maçtan kopmayacaktır. Olympiakos, diğer Eurloeague takımlarına baktığımızda savunması çok da üst düzey olmayan bir takım. Galatasaray, kendi ortalamasını aşabilir bu maçta ama yine de Olympiakos'u 75'lerin üzerine çıkarmamak önemli. Hücumda Furkan ve Andric pota altını domine edebilecekleri bir maç oynayacaklar. Başarılı olmaları şart...
Galatasaray'ın bu grupta kazanması en olası maç bu. Bakalım başarabilecekler mi?
Diğer maçlar
Çarşamba
21:00 Real Madrid - Montepaschi Siena
21:30 Gescrap Bilbao Basket - Unicaja Malaga
21:45 Panathinaikos - Unics Kazan
21:45 Bennet Cantu - Zalgris Kaunas
Perşembe
21:45 Regal Barcelona - Maccabi Electra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder